Eşber Kaya, Umut Yazıları

Jeotermal yetti gari! – Eşber Kaya

Yazının başlığı gayet tanıdık. Ve sanırım bundan sonraki süreçte daha çok kişi tarafından ve daha kuvvetli bir şekilde dile getirilecek. Yönetmenliğini Murat Yüksel’in, proje danışmanlığını Onur Yıldırım’ın yaptığı belgeselin adı ‘Jeotermal Yetti Gari’. Ve elbette jeotermalin yaşamı ve tarımı bitirdiği Aydın halkının seslenişi aynı zamanda.


Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez’in 11 Haziran 2020’de basında yer alan açıklamasına göre (1), 20 değerli maden sahasını bünyelerine kattıklarını belirterek büyük bir maden holding oluşturmak için çalışmalara başladıklarını söylemişti. Geçen hafta içerisinde ise Maden Holding’in, tüm madencilik faaliyetleriyle (altın, kömür, çinko, demir, bakır, alüminyum, linyit gibi madenlerin çıkarılması ve işlenmesi) ilgili şirketleri tek çatı altında toplayacağı bilgisini medyadan öğrenmiştik. Bu konu ile ilgili olarak Yusuf Gürsucu’ nun (2) yazısına göz atmakta fayda var.


Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali, Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Çakır’ın haberine (3) göre; AKP iktidarı, Aydın’da zeytin ve incir ağaçlarını kurutan, çevreye verdiği zarar nedeniyle büyük tepki çeken jeotermal enerji santrallarının tartışması devam ederken, Muğla’da da 32 sahayı ilana çıkardı. İhale edilecek yerler arasında doğa harikası Bodrum Mazı, tarihi Bafa, turizm merkezi Bodrum Türkbükü, caretta caretta kaplumbağalarının yumurtlama alanı Dalyan’daki sahalar da var. 

 
Haftalardır yazdığım gibi AKP iktidarı tamamen bilinçli bir cehalet ile tarımı ve tarımdan geçinen nüfusu bitirmeye ant içmişçesine hareketlerine devam ediyor. Tarım alanlarını ve tarımsal faaliyetleri yok edip, kurulduğu bölgede kırsaldan kente bir göç dalgası oluşturacak ve doğayı yok edecek yeni JES (jeotermal Enerji Santrali) ihalelerine izin vermesini başka türlü açıklamak mümkün değil çünkü.


2007 yılında çıkarılan “Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu” başta Aydın olmak üzere ülkede çoğunluğu tarıma ve turizm faaliyetlerine uygun birçok arazi jeotermal santrallerin kullanımına sunuldu. Jeotermal enerji ve bu enerji ile faaliyetini devam ettiren JES’ler; gaz emisyonları, su kirliliği, katı emisyonları arazi kullanımı, arazi çökmesi, sismik tetikleme, doğal yaşam habitatına ve bitki örtüsüne müdahale doğal manzaranın bozulması, katastrik olaylar, termal kirlilik gibi çok sayıda olumsuz çevresel etkileri de bulundukları bölgeye beraberinde getirdi. (4)


TMMOB’un yaptığı açıklamalara göre JES’lerin yoğun olduğu Ege bölgesinde ve özellikle de Aydın‘da; daha fazla kar odaklı, çevresel tahribatların görmezden gelindiği ve buna ilişkin önlemlerin alınmadığı, kuyu ve nakil hatlarının ovayı bir örümcek ağı misali örttüğü, vahşi deşarj yöntemlerinin uygulandığı ve bölgenin geri dönülemez tahribatlara uğradığı bir uygulama mevcut. Açık sistemlerde ise havaya salınan gazların etkisiyle tüm bölgede hissedilen çürük yumurta kokusunun yöre halkını rahatsız etmesi yanında, akışkan deşarjlarındaki yanlış uygulamalardan en fazla zararı Büyük Menderes havzasında incir, zeytin ağaçları ve pamuk tarlaları ile Gediz havzasında ise üzüm bağları gördüğü bilimsel olarak kanıtlandı.(5)

JES’ler hakkında yapılan bilinçli bir yanlış yönlendirme ise bu santrallerden elde edilen enerjinin ‘’temiz enerji’’ olduğu yalanı. Oysa bilimsel gerçekler bu yalanı da gözer önüne seriyor. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Eş Sözcüsü Seher Kadiroğlu Ataş’ın bu durumu şöyle anlatıyor: ‘’Yeraltı kaynaklarından pompalanan su, boru sistemlerinden gezerek geri gönderilecek ve bu işlem sırasında içeriğindeki kükürt ve tuz nedeni ile boru içerinde etkileşime girerek suda kirlenmeye neden olacaktır. Kirlenen su tarım toprağını, içme suyunu kirletip canlıların yaşamına zarar verecektir. İnsan sağlığını da ne kadar kötü etkilediğini yine Aydın’da artan kanser vakalarından anlayabiliyoruz. Açık sistemlerde havaya hidrojen sülfür, karbondioksit, amonyak, metan ve bor yayılacaktır. Çürük yumurta kokusuna benzer bir koku ile bölge halkı orada duramaz hale gelecektir. Aynı zamanda açığa çıkacak kükürtdioksit asit yağmurlarına sebep olacaktır. Bu yağmurlardan ağaçlar, bitkiler, göller, akarsular etkilenecek’’. (6)


İnsanın doğaya müdahalesi sonucunda değişen iklim şartları ve doğada yarattığı yıkım artık geri dönülemez bir biçimde tüm insanlığın gündeminde. Bu küresel sorunun yarattığı yıkıcılığı hayatın her alanında hissediyoruz. Sermayenin sürekli kar etmek adına doğayı ve insanı görmez geldiği bir vakıa.Ülkemiz için de yaşanılan sorunlar bundan bağımsız olarak değerlendirmek mümkün değil. AKP iktidarının bir haramzade gibi davranması ise yaşadığımız sorunların etkilerini daha fazla hissetmemize sebep oluyor. Yıllardan beri çiftçiyi bitirmeye çalışan AKP iktidarının son JES hamlesi de benzer bir durum yaratacak. Üretime yekten düşman olan AKP, inşaat ve madenciler için tarım alanlarını gözden çıkarıp çiftçiyi yoksulluğa mahkum etmekte bir beis görmüyor.


AKP iktidarının tarımsal politikalarda ve tarım arazilerinin kullanımına ilişkin tasarruflarında geri dönülemez bir noktaya varmak üzereyiz. Bu noktada üzerimize düşen; Aydın köylerinde ellerinde baston ile zeytinliğini JES’lere karşı savunan 80 yaşındaki teyzenin cesaretini toplumsal olarak gösterebilmek. Ancak bu şekilde tarımsal üretimin devamını ve sürdürebilirliğini garanti altına alabiliriz. Umudu yitirip enseyi karartmak bizim için bir seçenek değil.
Son sözü elbette yine halk söylemeli, söyleyecek. Jeotermal yetti gari diyerek, Aydınlı bir teyzenin lafı ile başlamıştık yazıya. Yine köylünün sözü ile bağlayalım yazıyı.
JES YAPMA BOŞUNA, YIKACAĞIZ BAŞINA!

(1) https://t24.com.tr/haber/turkiye-varlik-fonu-20-maden-sahasini-devraldi-maden-holding-kurmaya-hazirlaniyor,883632

(2) http://yeniyasamgazetesi2.com/londra-varlik-fonu-ve-maden-holding/

(3) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/istanbula-ihanet-ettik-diyenler-essiz-dogaya-sahip-muglada-32-sahayi-jese-aciyor-1771927
(4) http://adudspace.adu.edu.tr:8080/jspui/handle/11607/3866
(5) http://www.kmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=4732&tipi=2&sube=0
(6) https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/07/27/insanlarin-jesin-zararlarini-bilmesi-gerekir

Paylaşın