9 işçinin katledildiği İliç’teki altın madenine verilen ÇED raporlarına ilişkin bilirkişi raporunda, “kazaların doğrudan ÇED raporunun sorumluluğunda olmadığı” iddia edilerek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde devlet aklandı.
Erzincan İliç’teki altın madeninde 9 işçinin iş cinayetinde katledilmesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çevresel Etki Değerlendirme raporlarının etkisi olup olmadığına ilişkin hazırlanan raporda bakanlık ve onun nezdinde devlet aklandı.
İliç’in Çöpler köyündeki altın madeni sahasında 13 Şubat’ta meydana gelen toprak kaymasıyla ilgili İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında hazırlanan ve Başsavcılığa sunulan 42 sayfalık yeni bilirkişi raporunda, kazanın teknik boyutları değerlendirildi.
İstanbul Teknik, Hacettepe, Yıldız Teknik ve Gazi üniversitelerinden çevre, inşaat, jeoloji ve maden yüksek mühendislerinden oluşan 12 kişilik bilirkişi heyetinin değerlendirmeleri sonucu hazırlanan raporda, belgeler, teknik raporlar, ifade tutanakları, izin belgeleri, ölçüm sonuçları, laboratuvar deney sonuçları, işletme izin ve ruhsatları, şirketin organizasyon şeması, savcılık tarafından daha önce alınan raporlar ile dosyada bulunan tüm teknik rapor ve mütalaalar ile yazışmaların detaylı olarak incelendiği vurgulandı.
Yeni raporda ÇED raporlarının, çevresel etkilere dair kapsamlı bir değerlendirme sunarak faaliyetlerin sürdürülebilir ve çevreye duyarlı şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçladığı ifade edildi.
“İşletme aşamasında meydana gelen kazaların doğrudan ÇED raporunun sorumluluğu altında olmadığı” öne sürülen raporda, ÇED raporu verenlerin işletmeye çevresel risklere karşı nasıl önlemler alması gerektiğini bildirme yükümlülüğü olduğu, bunun uygulanıp uygulanmadığını ise denetleme sorumluluğu olmadığı ileri sürüldü.
“7 Ekim 2021 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ‘Anagold AŞ Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi ÇED Olumlu Kararı’nda herhangi bir şekilde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
“7 Ekim 2021 tarihli 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi ÇED Olumlu Kararı’nın iptali için TMMOB tarafından açılan davada, mahkemenin talebi ile konusunda uzman akademisyenler tarafından oluşturulan bilirkişi raporu yazılmış ve hazırlanan ÇED raporunun yeterli olduğu neticesine varılmıştır. 15 Mart 2024 ve 23 Mayıs 2024 tarihlerinde hazırlanan iki bilirkişi raporunda da olayın iş kazası olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda, ÇED olumlu kararı veren kurum çalışanlarının ve yetkililerinin kusurlu olmayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
“Tüm bu değerlendirmelerin ışığında heyetimizce, söz konusu kazanın ÇED raporu ile ilişkilendirilemeyeceği, kazanın ayrı bir olgu olarak değerlendirilmesi gerektiği, doğrudan neticenin oluşumuna tesir etmeyen, dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlalinden oluşacak icrai veya ihmali davranışları olmayan kamu adına görev yapan ilgili Bakanlığın ve genel müdürlüklerin sorumlu tutulamayacağı göz önüne alındığında, uygulama esnasındaki varsa olumsuzluklardan sorumlu tutulması beklenemeyeceğinden, söz konusu ÇED raporunda onay veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin ve ilgililerin kusurlu olarak değerlendirilemeyeceği ve iş kazasının meydana gelmesinde kaza sonucu oluşan ölüm, yaralanmalar ve çevrede oluşan kirlenmeye dair sorumluluğu bulunmadığı görüşüne varıldığından dolayı, ÇED raporunda onay veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.”
Kaynak: Etha