Seçtiklerimiz

Michael’in kalbi Rojava’da

Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) saflarında Rojava’da işgalciliğe ve IŞİD çetelerine karşı savaşarak 24 Kasım 2016’da ölümsüzleşen enternasyonalist devrimci Michael Israel (Robin Agiri)’nin ailesi 8.yılında Özgür Politika Gazetesi’yle söyleşi yaptı

  • 1989 yılında ABD’nin California eyaletinde doğan Michael Israel (Robîn Agirî) Rojava’ya ilk kez 2015 yılında gitti. 24 Kasım 2016 yılında işgalci Türk ordusu ve çetelerinin Minbic’in batısında yer alan köylere yönelik saldırılarında savaşarak direndi, Türk ordusuna ait uçakların saldırısında ölümsüzleşti. 
  • Özgür Politika gazetesine konuşan annesi Jenefer Israel, “Michael Rojava’dan gönderdiği ilk mesajlarından birinde bir fırında ekmek pişirmeyi öğrendiğini yazıyordu. Michael Kürt halkının çocuğu. Külleri burada ama onun kalbinin hala Rojava’da olduğunu biliyoruz” dedi.

Michael İsrael, 1989 yılında ABD’nin California eyaletinde doğdu. Muhafazakar bir ilçede büyümesine rağmen Amerika Birleşik Devletleri’nde emek hareketinin ve yerli halkların direniş geçmişini bilen ve ona saygı duyan bir ailede ortamında yetişti. Michael ailesiyle Amerika işçi hareketi önderlerinden Frank Little ve yerli halk önderi şefi Şef Joseph’in mezarına güller bıraktı onların direnişi önünde ailecek saygıyla eğildi. Duyarlı bir genç olarak zaman içerisinde kendini daha fazla eğitti ve daha iyi bir dünyanın mümkün olabileceğine inandı. Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği zaman lise mezuniyetine katılmak yerine San Francisco, Californiya’dan Washington’a kadar 3 bin millik bir Barış Yürüyüşü başlattı. Sonraki yıllarda ulusal kurtuluş hareketlerini inceledi, antifaşist hareketlerin içerisinde yer aldı. Kısacası Michael mücadelenin olduğu her yerdeydi. İşçi grevlerinde, Occupy eylemlerinde ve Irak işgaline karşı protestolardaydı. Bu sebeple de birkaç kez gözaltına alındı. 

Rojava’ya ilk kez 2015 yılında gitti. Rojava’da Robîn Agirî adını aldı. Ailesine Rojava’dan gönderdiği ilk mesajların birinde, bir fırında ekmek pişirmeyi öğrendiğini yazıyordu. 2016 yılında ABD’ye geri döndü. 2016 yılının 24 Kasım günü Türk ordusu ve çetelerinin Minbic’in batısında yer alan köylere yönelik saldırılarında savaşarak direndi, Türk ordusuna ait uçakların saldırısında ölümsüzleşti. Michael İsrael, Rojava’daki şehit düşen beşinci ABD’liydi. Ancak Rojava’da Türk devleti tarafından katledilen ilk ABD’li oldu. Cenazesi ailesinin çabaları sonucunda doğduğu topraklara ulaştırıldı.      

Öncelikle Michael’in ailesi olarak kendinizi tanıtabilir misiniz? Michael siyasetle ilgilenen bir ailede mi büyüdü?

Biz Jenefer ve Michael Israel; Michael Israel/Robîn Agirî’nin ailesiyiz. Ailemizin siyasete çok fazla ilgisi yoktu, ancak her zaman başkaları için mücadele etmekten kaçınmadık. Michael hayatının çoğunu oldukça muhafazakar bir ilçede geçirdi ve biz devlet okulunda sağcı görüşlerin etkisinden kaygı duyuyorduk. Bu yüzden bir dönem Michael’i devlet okulundan alıp yerel bir charter okul aracılığıyla evde eğitim verdik. Özel bir öğretmen ve diğer öğrencilerle sosyal etkileşim ile ortaokul ve lise yıllarını evde eğitimle tamamladı. Evde eğitim aldığı bu dönemde, sistemdeki adaletsizlikler hakkında açık sözlü olmaktan çekinmedi.

Çocukluğunda içinde bulunduğu ortam ve atmosfer, devrimci mücadeleye duyduğu sempatiyi etkiledi mi?

Yaşı ilerledikçe Michael, eğitimini büyük ölçüde kendi yönlendirdi. Müzik, tarih ve felsefeye ilgisi vardı. Woody Guthrie, Phil Ochs, Victor Jara, The Clash, Rage Against the Machine, Joe Hill ve James Connolly’nin şarkılarını ve şiirlerini dinledi. Michael sık sık anlattıkları insanları ve hareketleri derinlemesine inceler, yurtiçi ve yurtdışındaki güncel olaylarla nasıl ilişkilendirildikleri hakkında uzun uzun konuşabilirdi.  Butte’de (Amerika Birleşik Devletleri’nin Montana eyaletine bağlı bir kasaba) patronların haydutları tarafından öldürülen Dünya Sanayi İşçileri (IWW’den) Frank Little’ın mezarını ziyaret etmek için yol gezilerine çıktık. ABD ordusundan kaçmak için halkına 1000 milden fazla yol gösteren Yeni Perce şefi Şef Joseph’in mezarını ziyaret ettik. Colorado’da kömür madeni sahipleri tarafından tutulan milislerin grevdeki madencilerin en az 21 eşini ve çocuğunu öldürdüğü Ludlow Katliamı’nın gerçekleştiği yeri ziyaret ettik. Liseden sonra Sierra Nevada eteklerinde bir devlet üniversitesine devam etti, ancak eğitimini yine de kendi başına sürdürdü. Bu sürede felsefe ve ideolojiye yoğunlaştı. 

Michael, lise mezuniyetine katılmak yerine San Francisco, Kaliforniya’dan Washington DC’ye kadar 3.000 millik bir Barış Yürüyüşü başlattı. Yürüyüşün temel amacı ABD’nin Irak’ı işgalini protesto etmekti. Yürüyüşün sonunda ilk kez sivil itaatsizlikten tutuklandı. Yürüyüşten sonra bir grupla birlikte zeytin ağaçları dikmek üzere Filistin’e gitmeyi planlıyordu. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından öldürüleceğinden korktuğu için onu gitmemeye ikna edebildik.

Dünyanın her yerindeki haksızlığa karşı durmaya çalışıyordu anlaşılan…

Michael, her türlü ayrımcılık ve nefrete karşı duran bir antifaşistti ve ırkçılık karşıtıydı. Amerika’nın iki partili siyasi sisteminin açmazını erkenden fark etti. Lise yıllarında ABD’nin Irak’ı işgaline karşı birçok gösteri ve protestoya katıldı. Üniversite yıllarında ve sonrasında Sacramento’daki Occupy hareketine ve 100 mil veya daha fazla bir alana yayılan küçük kasabalardaki birçok başka harekete katıldı. Bu dönemde Michael, İspanya İç Savaşı sırasında Franco’ya karşı savaşmak için katılan Amerikan anti-faşist enternasyonalist grubu olan Abraham Lincoln Tugayı’nın gazisi Delmer Berg ile tanıştı. Delmer 2016’da vefat ettiğinde, Michael şöyle yazmıştı: “Delmer Berg gibi eski yoldaşların hayatları ve başarıları, sosyalist ve enternasyonalist olarak üzerimde şüphesiz büyük bir etki bıraktı.”

Michael, İspanya İç Savaşı’nın yanı sıra EZLN, Sandinistler ve IRA gibi diğer birçok kurtuluş hareketini de inceledi. Michael’in üzerinde büyük etki yaratan bir diğer şey de İsveçli göçmen Joe Hill’in (Joseph Hillstrom) hayatı ve yazılarıydı. Joe Hill, Dünya Sanayi İşçileri’nin (IWW) diğer adıyla Wobblies’in kahramanı olarak tanınıyordu. Michael, IWW’nin üyesiydi ve Sacramento, California bölümünün yeniden etkinleştirilmesinde etkili oldu. Aynı zamanda Amerika’nın Sacramento Demokratik Sosyalistleri’nin bir üyesiydi ve bir dönem eşbaşkan olarak görev yaptı. Çalışanların işyerlerinde örgütlenmelerine ve sendikalaşmalarına yardımcı olmak için çok çalıştı ve bir dizi greve destek verdi. Sonunda Uluslararası Hizmet Çalışanları Sendikası’nın 1021 Nolu yerel şubesinde tam zamanlı sendika temsilcisi olarak işe alındı.

Michael, Filistin ile dayanışma içinde, İsrail’e ait yük gemilerinin Oakland Limanı’na girişini engellemek için Oakland’daki ILWU liman işçileriyle birlikte “Block the Boat” protestolarına katıldı. İşçi grevlerinde, Occupy eylemlerinde ve Irak işgaline karşı protestolarda sivil itaatsizlik nedeniyle birkaç kez gözaltına alındı.

Michael, ölümünden sonra kendisini fahri üye ilan eden Brown Berets de SacrAztlan ile yan yana durmaktan gurur duyuyordu. Onlar, San Francisco havaalanından cenazesini taşımak için bize eşlik ettiler. Rojava’dan döndükten sonra Minnesota’daki Standing Rock Rezervasyonu’nda Energy Transfer Partner’ın Dakota Access Boru Hattı’na karşı bir abluka eylemine katılmayı planlıyordu.

Michael Rojava’ya gideceğini size söyledi mi? Onun Rojava’da olduğunu nasıl öğrendiniz?

Michael, Rojava’ya ilk kez 2015 yılında gitti. Bize arkadaşlarını ziyaret edeceğini ve birkaç aylığına Avrupa’yı gezeceğini söyledi. Oraya vardıktan birkaç gün sonra Rojava’da olduğunu bize bildirdi. Rojava’dan gönderdiği ilk mesajlarından birinde bir fırında ekmek pişirmeyi öğrendiğini yazıyordu. 2015 yılında Michael’in Rojava’daki ilk turu sırasında hemen kendimizi Kürtlerin tarihi, Rojava, Başur, Rojhilat, Bakur, Rojava yönetimi, Erdoğan, Abdullah Öcalan ve Murray Bookchin hakkında eğitmeye başladık.

Rojava’da bulunduğu süre boyunca onunla iletişimde miydiniz ve neler anlatıyordu size?

Bazen e-posta aracılığıyla iletişim kurabildik ancak bu düzenli değildi. Genellikle kısa sohbetler ediyorduk ve savaş veya tanık olduğu korkunç olaylar hakkında çok fazla konuşmuyordu. Üç ay boyunca ondan hiçbir haber almadık ve endişelerimiz giderek arttı. Rojava yönetimine ulaşarak bilgi almaya çalıştık. Ancak hiç bilgi alamadık. Sonunda tekrar iletişime geçti ve kısa süre sonra eve dönecekti.

ABD’ye geri geldikten sonra tekrar Rojava’ya gitti. Michael’in geri dönüşünde ne belirleyici oldu?

Michael, ilk altı aylık turundan sonra eve döndüğünde zayıf ve kötü bir öksürükle geri geldi. Evde kaldığı altı ay boyunca biraz farklıydı. Bazı konularda endişeliydik, ama onun Rojava’ya geri dönmeyi planladığını ummuyorduk. Sanırım bu, bizim hayalperestliğimizdi.

2016 yılında Rojava’dan döndüğünde, komşu ilçeden bir yetkilinin yaptığı ırkçı açıklamalara karşı bir kamu toplantısında resmi olarak konuştu. Oaxaca öğretmenlerine yönelik şiddeti protesto etmek için Sacramento’daki Meksika konsolosluğu önünde bir gösteriye katıldı. Yine Sacramento’da beyaz üstüncü fikirleri savunanların mitingine karşı yapılan bir protestoya katıldı. Donald Trump’ın mitingini protesto etmek için San Francisco’ya gitti. Ayrıca, Türk devletinin Cizre’deki katliamına karşı dayanışma gösterisinde bulunmak için SF California Kürt Topluluğu ile birlikte hareket etti. Bu katliamda Türk askeri, bodrumlarda 150’den fazla sivili canlı, canlı yakmıştı.

Michael şehit olduğunda, Amerika’da bu durum nasıl karşılandı? İnsanlar nasıl tepki verdiler ve bu durumu nasıl yorumladılar? Örneğin, komşularınız, akrabalarınız ve yakın çevreniz bu konuda ne düşündü?

İlk olarak, 28 Kasım 2016’da Amerika’nın Sesi haberlerinde, Michael’in adını anan bir kayıp raporu gördüm. Ancak, onunla birlikte El-Bab’a bağlı Arima köyünde şehit düşen Alman genci Anton Leschek’in de fotoğrafı gösterildi. Daha fazla bilgi yayıldıkça, oğlumuzu kaybettiğimiz görünüyordu. DNA testi de oğlumuzun şehit olduğunu doğruladı.

Ailemizin tüm üyeleri evimizde bir araya gelerek birbirimize destek olmaya çalıştık. Takip eden günler ve haftalar boyunca, Michael’in birçok arkadaşı bizi ziyaret etti ve onu tanıdıkları ve sevdikleri yönleri hakkında bize bilgi verdiler. Bu, genellikle hiç bilmediğimiz şeylerdi ve onun özverili, harika bir insan imajını sürekli pekiştiriyordu. Enternasyonalist yoldaşlarından birçok kişi de bizimle iletişime geçti.

Michael’in naaşı bir törenle ülkesine gönderildi. Her yıl onun için bir anma töreni düzenleniyor mu?

Enternasyonalist şehitlerin Kürdistan’da defnedilmesinin çok yaygın olduğunu bilmiyorduk. Rojava yönetimi ve onların temsilcileri bizimle iletişime geçtiğinde, cenazesinin doğduğu topraklara geri döneceği neredeyse kesin gibi görünüyordu. Şehit olan çocuklarını bulmaya çalışan birçok uluslararası aile olduğunu biliyoruz, bu yüzden aslında oğlumuzun naaşının bize ulaşabildiği için şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Michael, gömülmek yerine yakıldı ve küllerinin bulunduğu kavanoz, büyükannesine ait olan bir ahşap kutunun içinde evimizde duruyor. Küller burada ama onun kalbinin hala Rojava’da olduğunu biliyoruz. Michael’in annesi olarak, onunla hala buradaymış gibi konuşuyorum. Kardeşlerini ve babasını korumasını istiyorum. Michael’i öldüren Türk hava saldırısı, 24 Kasım 2016 sabahı erken saatlerde gerçekleşti. Cenazesi, 26 Kasım’da çöken binanın enkazından çıkarıldı. Her yıl bu tarihte, aile ve arkadaşları olarak bir araya gelip Michael’i ve onun temsil ettiği değerleri hatırlatan üç günlük bir ateş yakıyoruz.

Michael’ın şehit olmasından sonra kendinizi Kürdistan’daki mücadeleye daha yakın hissediyor musunuz?

Michael şehit olduktan sonra, adeta California Kürt Topluluğu tarafından sahiplenildik. Genç üyelerin çoğu bize anne ve baba diye hitap ediyor. Kürdistan’la ilgili haberleri takip ediyor ve daha iyi bir bakış açısı kazanmak için Kürt ailemizle bu konuları konuşuyoruz. Onlarla birlikte birçok protesto ve gösteriye de katıldık.

Michael biyolojik olmasa bile duygu ve düşüncede Kürt halkının bir evladı. Michael ve Kürtler arasındaki bu bağ hakkında ne söylemek istersiniz?

Evet, Michael Kürt halkının çocuğu. İlk turunda Rojava’da bir Kürt kadınının kendisinin artık oğlu olduğunu söylediğinden bahsetmiş ve bunu kıskanmamamız gerektiği konusunda şaka yapmıştı. Bir keresinde de şehitlerin anlamının Kürt kültürünün önemli bir parçası olduğunu söylemişti. O zaman bunu pek anlamamıştım ama şimdi anlıyorum ve bahsettiğim gibi bu bağlantı bize, onun ailesine kadar uzanıyor. Kürt halkı tarafından evlat edinildik ve yıllar içinde toplum büyüdükçe bize gösterilen sevgi ve bağlılık için çok memnunuz. Düzenli olarak birkaç Kürt oğlumuz ve kızımız bizi ziyarete geliyor ya da biz onları ziyaret etmek için seyahat ediyoruz. Newroz ve diğer Kürt etkinliklerine katılıyoruz, onlar da bizim Michael için yaptığımız ateş yakma etkinliğimize geliyor.

Oğlunuz Türk savaş uçakları tarafından şehit edildi. Türk devletinin saldırıları hala devam ediyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, bunu bilmek size ne hissettiriyor?

Bu durum gerçekten öfkelendirici. Türk devletinin istediklerini yapabileceğini bilmek ve ABD’nin onlara destek vermeye, silah satmaya ve işledikleri savaş suçlarına göz yummaya devam edeceğini bilmek çok kötü. Erdoğan seyahat heyeti ile Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin karşısında barışçıl protestoculara saldırdı ve birkaç kişiyi hastanelik etti. Kürtlere, Ermenilere ve diğerlerine karşı doğrudan ve dolaylı yollarla süregelen bir soykırım pratiği var. Türkiye, doğrudan DAİŞ’i destekliyor. ABD’de Türk faşizmi insanları tehdit edip korkutan eylemlerde bulunuyor ve bununla ilgili yapılacak hiçbir şey yokmuş gibi görünüyor.

Paylaşın