Konyaaltı ilçesine bağlı Doyran Mahallesi’nde yapılması planlanan HES projesinin, geri dönülmez zararlar vereceğini belirten bölge halkı, projeye karşı sonuna kadar direneceklerini duyurdu
Antalya’nın Doyran Mahallesi’nde yapılması planlanan HES projesine karşı çıkan bölge halkı, Ekim ayında düzenlenecek Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı öncesinde seslerini duyurmak için bir araya geldi. 11 mahalleden yurttaşlar, projeye karşı itiraz dilekçelerini hazırlayarak ilgili mercilere iletti.
Antalya’da kayak merkezi Saklıkent yolunda yer alan, kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Doyran Göleti, görsel güzelliğiyle dikkati çekiyor. Kızılçamların yanı sıra Akdeniz’in doğal bitki örtüsü makilerin arasında yer alan gölet, özellikle yaz aylarında gezginlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Son dönemde yağış miktarının azalması ve bilinçsiz sulama, Doyran’ı da olumsuz etkiledi. Özellikle bu yıl Doyran’daki suyun çekilmesi, gözle görülebilir hale geldi. Ortaya çıkan olumsuz manzara nedeniyle göle gelen ziyaretçi sayısı düşerken, suyun çekildiği alanlarda gezen keçiler ise dikkati çekti. Suyun çekilmesiyle birlikte, plastik şişelerden otomobil jantına kadar birçok atık ortaya çıktı.
Doyran muhtarı konuştu: “Bir an önce harekete geçelim!”
İlkbahar ve yaz aylarında yaşanan kuraklığın ardından bu manzaranın oraya çıktığını ifade eden Doyran Mahalle Muhtarı Mehmet Akkaya, “Manzara karşısında derin üzüntü duyuyoruz. Maalesef su kaynaklarımızı birer birer kaybetmeye başladık. Doyran’ın tamamen kuruması demek, bizim yaşam damarımızın yok olması demektir. Lütfen geleceğimiz için bölge tarımı için bir an önce harekete geçelim” dedi.
Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde bulunan Akdamlar Mahallesi’ndeki Doyran Göleti, doğaseverler ve bölge halkı için hayati bir kaynak olma özelliği taşıyor. Yemyeşil doğası ve huzur veren manzarasıyla bilinen gölet, özellikle bahar ve yaz aylarında binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Kış ve ilkbahar aylarında yaşanan şiddetli kuraklık, Doyran Göleti’ni kuruma noktasına getirdi. Doyran Göleti, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda bölgedeki 11 mahalleye tarımsal sulama imkânı sağlamasıyla da büyük önem taşıyor.
Diğer taraftan bölgeye araç girişinin yasak olmasına rağmen birçok kişinin orman içerisinde araçlarıyla girdiği, gölün çevresini mangal çöplüğüne çevirdiği görüldü. Yapılanlar bununla da kalmayarak, göl çevresine çok sayıda çöp bırakıldı. Antalya Körfez Gazetisi muhabiri Ertuğrul Gün’ün haberine göre adım başı mangal yakılması ve küllerinin doğaya bırakılması ise göl manzarasına gölge düşürdü. Gölü ziyarete gelen doğa seveler, göl çevresine araçla girişin tamamen yasaklanmasını, yeni mangal sahası açanlara ise ceza verilmesini talep etti.
Doyran Mahalle Muhtarı Mehmet Akkaya, kurumaya yüz tutan gölün manzarasını üzüntüyle karşıladıklarını ifade etti. Akkaya, “Manzara karşısında derin üzüntü duyuyoruz. Maalesef su kaynaklarımızı birer birer kaybetmeye başladık. Doyran’ın tamamen kuruması demek, bizim yaşam damarımızın yok olması demek. Bu göletin sularıyla beslenen tarlalar, bölge çiftçileri için kritik bir geçim kaynağı. Ancak son aylarda gölette yaşanan ciddi su kaybı, özellikle bölgedeki tarımsal faaliyetleri tehlikeye atmış durumda. Gölün kuruması, hem ekonomik hem de ekolojik açıdan büyük bir kaybı beraberinde getirebilir” dedi.
Gölün tamamen kurumasının, bölgedeki yaşamı büyük ölçüde olumsuz etkileyeceğini belirten muhtar, bu duruma karşı acilen önlem alınması gerektiğini vurguladı. Akkaya, “Doyran Göleti’nin kuruma tehlikesine karşı alınacak önlemler, sadece yerel halkı değil, aynı zamanda bölgedeki ekosistemi de yakından ilgilendiriyor. Tarımsal faaliyetlerin devam edebilmesi ve doğal dengenin korunması için su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Lütfen geleceğimiz ve bölge tarımı için bir an önce harekete geçelim” sözlerine yer verdi.
Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp ise, “Ben de dün gördüm. Gerçekten manzara karşısında çok üzüldüm. Eskiden o göldeki suya elimiz dokunurdu. Şimdi toprak yüzeyinde sadece 1-2 metre yükseklikte su kalmış. Tamamen yok olmasının bir an önce önüne geçilmesi gerekir. Su kaynaklarımızı daha kontrollü kullanmalıyız. Kapalı devre sulama sistemleri arttırılmalıdır. Suda israf gibi bir şansımız yok. Her geçen yıl bizim aleyhimize işliyor. Yıllar içerisinde bu seviyeye geldi ise birkaç yıl sonra neler olacağını tahmin dahi edemiyorum” dedi.
Işık oyunlarıyla değişen kendine has büyüleyici rengi, oksijen oranı yoğun tertemiz havası, etrafını çevreleyen dağların heybetli görünümü, haz ve dinginlik veren yemyeşil doğası ile şehrin içerisinde tüm gözlerden uzakta kalarak, huzurlu saatler geçireceğiniz mükemmel bir kaçış noktası. Gürültü ve karmaşadan uzaklaşarak stres atmak isteyenlerin tercihi olan gölün çevresi, tamamıyla ormanlık alanlarla çevrili. Doyran Göleti’nin el değmemiş bakir doğası, ziyaretçilerine sessizliğin ve dinginliğin tam ortasında, doğayla iç içe keyif dolu saatler geçirme imkanı sunuyor. Kartpostalları andıran manzaralarıyla ünlü Doyran Göleti çevresinde, fotoğrafçılık, kamp, balıkçılık, doğa yürüyüşleri, bisiklet, gibi birçok çeşitli aktivite yapmak mümkün. Yakınlarda bir tesis bulunmadığından kamp yapmak isteyenlerin, ihtiyaçlarını önceden temin etmeleri tavsiye ediliyor. Şehir merkezine yakınlığı nedeniyle özellikle hafta sonları piknik ve mangal için Antalyalıların en sık tercih ettiği lokasyonlardan biri olan Doyran Göleti, şehirde mutlaka keşfedilmesi gereken saklı güzellikler arasında bulunuyor. Doyranın kuruması demek, tarım alanlarının kapısına kilit vurulması demektir. Bu doğal yapıyı korumamız gerekiyor.