Tesadüf bu ya… ABD Dışişleri Bakanı ile İngiltere Dışişleri bakanları Polonya’dan bindikleri trenle Kiev’e indi. Ukrayna devlet başkanı Zelenskiy’le verdikleri pozdan sonra, Ukrayna’ya yeni ek askeri yardım paketlerini açıkladı. Yapılan görüşmenin ardından bir mesaj paylaşan Zelenskiy, görüşmenin önemine dikkat çekti ve “Ukrayna’nın argümanlarının dinlenmesi önemlidir. Bu, hem uzun menzilli silahlar (kullanılması) hem de cephedeki askeri birliklerine yardım sağlanması ve adil bir barışa yaklaşmaya yönelik genel strateji için geçerlidir.” dedi.
Tesadüf ise şu, ABD hükümetinde Ukrayna dosyasını yöneten ve emekliye ayrılan Victoria Nuland’ın muhalif bir Rus gazeteciye çok kısa bir süre önce verdiği bir söyleşinin Kiev’deki görüşmeyle aynı zaman dilimi içine yerleşmesi. Muhalif Rus gazeteci söyleşide Nuland’a, 2022’de savaşın başında Rusya ile Ukrayna’nın oturduğu masada barışa çok yaklaşıldığını ancak bazı müdahalelerle Ukrayna’nın masadan kalktığının iddia edildiğini ve bu konudaki düşüncelerini soruyor. Nuland bu soruya açık bir yanıt veriyor, Nuland şunları söylüyor: “Ukraynalılar bu işin nereye gittiği konusunda tavsiye istemeye başladılar ve Putin’in ana şartının, üzerinde çalıştıkları bu belgenin bir ekinde gömülü olduğu bizim için, İngilizler için ve diğerleri için açık hale geldi. Bu ek, Ukrayna’nın anlaşmadan sonra sahip olabileceği silah sistemlerine sınırlamalar getirilmesini de içeriyordu.” ABD yönetimi bu durumdan rahatsız olmuş. Nuland, Washington’un anlaşmanın sonucunda Ukrayna’nın askeri bir güç olarak “kısırlaştırılmasından” ve aynı zamanda Rus ordusuna aynı sınırlamaların getirilmemesinden hoşlanmadığını belirtiyor ve ekliyor: “Böylece anlaşma suya düştü.”
O dönem İngiltere başbakanı Johnson’ın “anlaşmanın suya düşürülmesi için” koşa koşa Kiev’e gittiği hatırlardadır. Anlaşma suya düşürüldü. Savaş büyüyerek devam etti. İki gün önce ABD başkanlık seçiminde yarışan iki aday bir televizyon tartışmasında bir araya geldi. Demokrat Parti başkan adayı Kamala Harris bugüne dek uyguladıkları Ukrayna politikasının başarılı olduğunu ve aynen sürdüreceğini dile getirirken, Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump, “Savaşın durmasını istiyorum. Faydasızca harcanan hayatları kurtarmak istiyorum – milyonlarca insan öldürülüyor. Milyonlarca. Aldığınız rakamlardan çok daha kötü, ki bunlar sahte rakamlar.” dedi.
Trump savaş kayıplarına dair verilen rakamları sahte olarak nitelemişti ve bu Amerikan kamuoyunda büyük tepki çekti. ABD’nin ünlü liberal iktisatçısı Paul Krugman, “Trump kayıp sayılarının neden sahte olduğunu söylüyor, anlayamıyorum” demişti. New York Times gazetesine göre, Trump Ukrayna savaşı konusunda dezenformasyon yayıyordu. Trump konuşmasında, bu savaşın esas olarak Avrupa’yı korumak için verildiğini, bunun için Avrupalıların daha fazla para ödemesi gerektiğini belirtmişti. Trump’a göre, ABD Ukrayna savaşı için 250 milyar dolar civarında para harcamıştı. Paul Krugman yazısında Trump’a “müttefiklerinden çok daha büyük bir savunma sanayine sahip Amerika’nın” Ukrayna savaşıyla birlikte yeni pazarlar bulduğunu, bunu dikkate alması gerektiğini anımsatıyordu.
Savaş kayıpları hakkında büyük yalanlar söylendiği artık herkes tarafından biliniyor. Tıpkı Ukrayna’nın savaş alanında kazandığı “büyük zaferler” yalanı gibi. Ortada zaferler değil, NATO’nun mayın eşekliği işlevi yüklenmiş, yıkılmış ve dağılmış bir ülke gerçeği var. Rusya bu yaz Ukrayna’nın doğusunda istikrarlı bir biçimde ilerledi şimdi stratejik öneme sahip Pokrovsk kapılarında. Rusya’nın ilerlemesini durdurmak için Rusya’nın Kursk bölgesine düzenlenen Ukrayna saldırısında buraya asker çekmeden Doğu’da ilerlemesini sürdüren Rusya’nın Kursk’a yönelik yeni bir taarruz başlattığı dün Zelenskiy tarafından açıklandı. ABD ve İngiliz Dışişleri bakanlarının yeni Kiev ziyaretine bu çerçeveden bakmak verimlidir.
Ukrayna yetkilileri dün yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin Pokrovsk’a 5 mil uzakta olduğunu söyledi. Durumun giderek zorlaştığının belirtildiği açıklamada, kentte kalan az sayıda insana kenti terk etme çağrısı yapıldı. Pokrovsk stratejik konumu nedeniyle Rus birliklerine askeri operasyonlarında derinlik kazandıracak. Ukrayna’nın savunma hatları arasındaki bağlantılar ve ikmal hatları ciddi etkilenecek. Son gelişmeler Amerikan basınında şöyle değerlendirildi: “Ukrayna içinde Pokrovsk, Rus topçusunun menziline girdiği ya da kilit altyapıyı vuran roketlerin hedefi olduğu için Donbas’ın doğusundaki Sievierodonetsk ve Bahmut gibi diğer şehirlerin yaşadığı benzer bir kaderi paylaşacak gibi görünüyor.” Sözü edilenler daha önce düşen Ukrayna şehirleri.
ABD ve İngiltere Dışişleri bakanlarını Kiev’e götüren işte bu önemli gelişmelerdi. Yapılan açıklamalarda, Ukrayna’ya Rusya içlerini vurabilecek uzun menzilli füzelerin kullanım izninin verilmesinin gündemde olduğu vurgulandı. ABD ve İngiltere’nin bu konuda yeni adımlar atmayı değerlendirdiği belirtildi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken bu konuyu Zelenskiy ve diğer yetkililerle değerlendirdiklerini, dönüşünde başkan Biden ve diğer ABD yetkilileriyle bu konuyu görüşeceklerini dile getirdi.
ABD ve İngiltere’nin bu kararı alması ne anlama gelir? Bunun savaşta yeni bir aşamaya tırmanma anlamına geleceği açık. Dışişleri bakanlarının basın toplantısı üzerinden çok zaman geçmeden Rusya devlet başkanı Putin konuştu. Putin, Kiev’in Rusya içindeki hedeflere karşı daha uzun menzilli silahlar kullanmasına izin verecek bir Batı hamlesinin NATO’nun Moskova ile “savaşa girmesi” anlamına geleceğini söyledi. Böylesi bir durumun, “NATO ülkelerinin, ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin Rusya ile savaş halinde olduğu anlamına gelecektir” diyen Putin’e göre, “Bu, çatışmanın doğasını önemli ölçüde değiştirecektir.”
Oldukça hızlı ve ilk ağızdan gelen bu yanıt durumun ciddiyetinin önemli bir göstergesidir. Çatışmanın doğasının değişmesi, savaşın kapsam ve büyüklüğünün değişmesi anlamına gelmektedir. ABD kaynakları, Rusya’nın önceki kırmızı çizgilerinin ABD ve NATO tarafından aşıldığını ancak Rusya’nın buna ciddi bir yanıt verdiğini, F16’ların Ukrayna’ya verilmesi ve Kursk’a yönelik saldırıların bunun göstergesi olduğunu belirtiyorlar. Uzun menzilli füze sistemlerinin Rusya içlerini vurmasına da Rusya’nın ciddi bir yanıt veremeyeceği kanısındalar ve ABD yönetimine bu konuda ciddi basınç uyguluyorlar.
İngiliz başbakan Keir Starmer uçağı Vaşington’a doğru havalandı ve Biden’la yapacağı görüşmede öncelikli başlıklardan birinin Ukrayna ve uzun menzilli füzelerin Rusya içlerine yönelik kullanımı olacağı kulislere yansıyan bilgiler arasında. Muhtemel ki, dışişleri bakanlarının ulaştığı mutabakatı resmileştirecekler. Uzun menzilli füzelerin Rusya içlerine kullanımı yönünde bir mutabakat, büyük savaş konjonktürünün yeni bir aşamaya sıçramasına yol açacaktır. Artık ne kapsam ne de büyüklük hakkında bir kestirimde bulunulabilir. Bu durum adlı adınca nükleer silahlara sahip güçler arasında açık bir çatışmadır.
Liberal iktisatçı Krugman ABD’nin Ukrayna savaşından elde ettiği kazançları göremeyip, barış istediği için Trump’ı eleştiriyor. Almanya’nın otomotiv devi Volkswagen geçtiğimiz hafta ülke içinde fabrika kapatmalara gitme planlamaları yapmak için çalıştığını açıkladı. Bu gelişmeye neden olarak, yükselen üretim maliyetleri ve düşen talebi gösterdi. Ukrayna savaşının ilk aşamasının kaybedenlerinden Almanya’da eyalet seçimlerinde ortaya çıkan tablo ülkedeki istikrarsızlaşmanın boyutlarını gözler önüne serdi. Şansölye Olaf Scholz’un Ukrayna’da barış için yeni girişimlere ihtiyaç duyulduğu yönündeki açıklamaları aldığı ağır seçim yenilgisinden sonra geldi. Görünen o ki, ABD ve İngiltere savaşı yeni bir aşamaya sıçratma yönünde toplantılar yaparken, genişleyecek bir savaşın merkez üssü olacak kıta Avrupa’sındaki “müttefiklerine” danışma gereksinimi bile duymuyorlar. Onlar nasıl olsa her koşulda peşimize takılır diye düşünüyorlar. Genişleyecek ve büyüyecek bir savaşın asıl etkileyeceği ülkelerin yönetici seçkinlerinin bu kölece boyun eğişleri, dünya halkları açısından ne tehlikeli bir döneme girildiğinin açık bir göstergesidir. Halklar boyun eğmeyecek, barış ve kardeşlik için ayağa mutlaka kalkacaktır.